METE HAN’IN OK EĞİTİMİ
Mete,Teoman Han ile Ulu Aykız Hatun'un çocuğu olarak dünyaya
geldi.Basit,sıradan ve gösterişsiz bir hayatı vardı Mete'nin.Bir Hun çocuğunun
günlük yaşantısında ne varsa günlerini onunla geçirirdi. Ava gider,ok
atar,kılıç tutar,at üstünde koşturur ve babasıyla diğer boyları ziyaret
ederdi.Hun devletinde her şey töreye bağlıydı.Töre gereği Mete, babasından
sonra Hun tahtına oturacaktı.Herkes ona Bahadır Şad olarak saygı
gösteriyordu.Kadim düşmanları Çinlilerin Hun töresini bozmak ve kaleyi
içten karıştırmak için yaptıkları planların ilk adımı Teoman Han'a Çinli bir
konçuy gönderdiler. Türk boylarında Çinli bir konçuy sahibi olmak üstünlük
olarak görülüyordu. Teoman Han bu üstünlüğü geri çevirmedi.Hun ülkesinde artık
iki han hatunu vardı. Ancak yeni gelen Yen-Chih , Ulu Aykız Hatun'un adının
bile anılmasından hatta varlığından bile rahatsız oluyordu. Bir erkek çocuğu
dünyaya getiren Çinli hatun aldığı görev gereği Hun ülkesini içten parçalamak
adına sinsi hareket ediyor.Teoman Han'ı etkilemeye ve esir almaya başlıyordu.
Mete'nin varlığına tahammül edemiyordu. Oğlunun Hun tahtına çıkabilmesi için
Mete'den kurtulmak istiyordu.Teoman Han'da Çinli hatunun etkisiyle oğlu Mete'ye
karşı soğuk ve mesafeli davranmaya başlamıştı. Ancak Çinli hatunun etkisi
giderek artıyordu.Teoman Han ne yapacağını bilemiyordu.Türk töresi gereği
oğlunu öldürmesi mümkün değildi. Ondan kurtulmak için başka bir çözüm yolu
buldu. Sürekli savaş halinde oldukları Yüençilere esir olarak göndermeyi kabul
ederek onlarla bir barış yapıldı.Mete'nin esir verilmesi budunda infiale yol
açmasına rağmen Teoman Han kararından vazgeçmedi.Mete için yıllar sürecek bir
esaret hayatına başladı.Mete türlü kaçış denemeleri yaptı. Ona yardım eden Türk
boyları ve beyleri vardı. Ancak her seferinde saklandığı yerden bulundu. Ona
yardım edenler gözlerinin önünde öldürüldü.Mete sevdiklerinin zarar görmemesi
için bir daha kaçmamak üzere teslim oldu. Çok acılar ,eziyetler çekti.Aç
kaldı,susuz kaldı. Çalıştırdı, savaştırıldı. Seni öldürmeyen yara güçlendirir
hesabı Mete her acıda daha da güçlendi. Büyüdü,gelişti. Kendisiyle birlikte
içinde nefreti de katlanarak büyüdü.Yıllar yılları kovaladı.Teoman Han,Çinli
hatunun olma oğlunun tahta oturabilmesi için Mete'den sonsuza kadar kurulmaya
karar verdi. Yüençilere saldıracak ve savaş sırasında seçtiği askerler Mete'yi
öldürecekti.Böylece budunun itiraz edecek bir dayanağı kalmayacaktı.
Bu savaşın
aniden niye planlandığını bilen bazı beyler karşı gelmenin imkansız olduğunu bildikleri için Mete'ye
haber ulaştırmanın yolunu aramaya başladılar. Ancak bunu kim
yapacaktı?Yakalanırsa kıyını ölüm olacak,bunu göze alacak bir yiğit
olmalıydı.Ayrıca budundan çıkıp giderken kimsenin şüphelenmeyeceği biri
olmalıydı. Ancak ordugahtan rütbeli biri çıkabilirdi. Sonunda Mete'ye haber
ulaştıracak biri bulundu. Çocukluk arkadaşı Yüzbaşı Salık görevi kabul etti.
Zaten ordu hazırlık yapıyordu. Onun hazırlığıyla ilgili görev
üstlenmişti.Budundan ayrılan Yüzbaşı Salık'tan kimse şüphelenmedi.Salık gizlice
Yüençi topraklarına girdi.Mete'nin kaldığı yeri buldu.Ona olup biten her şeyi
anlattı.Babasının saldırı sırasında kendisini öldürmek için plan yaptığını
anlattı.Mete arkadaşı Salık'ın verdiği bilgiler sayesinde babasının Yüençilere
saldırısından önce gerekli önlemleri almaya vakit bulmuştu. Arkadaşı ile plan
yaptılar.Salık aynı gece geldiği gibi gizlice geri döndü.Mete kendisi gibi
Yüençilere esir düşmüş, kendisine bağlı üç dört arkadaşına durumu
anlattı.Teoman Han'ın Yüençilere saldırısından birlikte kurtuldular.Mete'nin kendi
çabasıyla büyük bir kahramanlık göstererek esaretten kurtuldu. Bu durum Hun
budununda sevinçle karşılandı. Budun Mete'nin Türk devletinin başına geçmesi
için dualar ediyordu.Teoman Han,yok etmek istediği Mete'nin kahraman olarak
ortaya çıkması üzerine ne yapacağını bilemez haldeydi.İleri gelen beylerinin de
baskısıyla Mete'nin emrine on bin kişilik ordu vererek özgürlüğüne kavuşturdu.
Mete yanına aldığı Salık,Otuc,Burç, Edil,Çapa, Akpıra,Ergeldi,Gürçey beyleri
ile kendisine verilen askerlerin eğitimine başladı. Mete emrindeki bütün erlerin
kendisine koşulsuz şartsız bir şekilde itaat etmesini istiyordu. Kısacası
"Buyruk demiri keser." sözünü uygulamaya dökmek istiyordu.Mete bunun
için ıslık çalan oku icat etti.Emrindeki askerlerden kendisi nereye ok attıysa
sorgusuz sualsiz oklarını aynı hedefe atmalarını istiyordu. Eğitimler devam
ederken bir gün en sevdiği atına çevirdi okunu. Bazı askerler tereddüt edip ok
atmadılar. Mete tereddüt eden askerlerine çevirdi okunu ve hepsi oracıkta
kıyına uğradı.Mete'nin bağlılık eğitimi devam ediyordu.Bir eğitim sırasında
okunu eşine çevirmiş.Eşi oracıkta can vermişti.Ancak yine tereddüt edenler
olmuştu.Tereddüt edenler oracıkta kıyına uğratılmış ve oklanmıştı. Artık o gün
geriye kalan erlerin hepsi; Mete'nin okunu nereye veya kime attığına
bakılmadan,sorgulamadan, tereddüt etmeden itaat edileceğini ve oraya ok
atılacağını anlamışlardı.
Mete Han en sevdiklerini feda
ederek ;emrin demiri kesmesini öğretmişti.Mete için her şeyden daha önemli olan
budunun ayağa kalkması ve Türk töresinin işlemesini sağlamaktı. Bunun için bir
önündeki engeli biliyordu.
Devletin
Türk töresine göre devam etmesi için en büyük engel babası Teoman Han'dı.Evet
Mete, babasına karşı ayaklanacaktı.Bu durumu Ulu Kam ile görüşmüş dolaylı
yoldan anlatmaya çalışmıştı ancak Ulu Kam, Mete'nin aklından geçenleri okumuş
ona oğul :
" Dirlik için birlik
gerek. Kimse töreden üstün değildir. Töre bozulursa il bozulur.Kararını
verirken töreye göre ver.Töreye göre vereceğin hiçbir karar yanlış
olmayacaktır. Vicdanın rahat olsun.Sen ki gün gelecek bütün Türkleri bir bayrak
altında toplayacaksın.Vereceğin karar Türk'ün geleceğine yön
verecektir."demişti.Mete, Ulu Kam'la konuştuğu gün yıllardır yapmak
istedikleri için onay almıştı. Artık emrindeki askerler için en büyük imtihan
yapılacaktı. Teoman Han büyük ısrarlar üzerine sürek avı düzenlemek ve ava
katılmak zorunda kaldı. Sürek avı tüm hızıyla başlamıştı.Mete'nin emrindeki
askerler onun yanı başında sürek avına başlamışlardı.Avın ortalarına doğru Mete
törenin yaşaması ve Türk geleceği adına okunu babası Teoman Han'a
çevirdi.Mete'nin attığı ok ıslık atarak hedefine yöneldiği anda peşi sıra
binlerce ok aynı hedefe doğru yola çıkmıştı. Mete'nin emir demiri keser
eğitiminde son nokta Teoman Han'ın üzerine atılmıştı. Teoman Han sürek avında
acuna veda etmişti.Mete'nin yaptığı diğer beyler tarafından da onay almıştı.
Bütün budun diz vurup Mete'ye itaat ettiler.Mete artık Han olmuştu. Babasını
bir Han'a yakışır şekilde uğurlama hazırlıklarına başlanılması için emir
verdikten sonra atını han otağına çevirdi.Sürek avı sona ermek üzereydi.Mete
Han,babasının otağına yaklaştı.Otağ kapısının önünde olanları çoktan Çinli
çaşıtlardan öğrenen Yen-Chih ve üvey kardeşi duruyordu.Türk otağının Çinli
hatundan ve Türk töresinin bozulması pahasına tahta çıkarılmaya çalışılan üvey
kardeşinden kurtulma zamanı gelmişti.Mete Han, yıllardır çektiği bütün acıların
sebebi olan bu ikiliye tüm hırsıyla okunu çevirdi ve ıslık çalarak ilerleyen
oku binlercesi takip etti.Çinli hatun ve oğlu otağın önünde can verdi.
Mete Han, töre gereği tahta oturdu.Türk budunu rahat
bir nefes aldı. Töre yaşamaya,Türk ilindeki dirlik ve birlik sağlanmaya
başladı.Mete Han'ın kurduğu düzen sayesinde kısa sürede bütün Türk boylarını
tek bayrak altında toplamayı aşardı. Emrindeki askerler ile Türk ordusunun
temelini oluşturmuştu.Mete Han'ın attığı temel en büyük değerlerimizden biri
olmuştu. O temel fertleri değil devleti ayakta tutmanın önemini bize
göstermişti.Türk milleti o günden sonrada türlü badireler ve hainliklerle
karşılaşmış her seferinde:"Ya devlet başa ya kuzgun leşe" desturuyla
ayakta kalmayı başarmıştır.













































